Yüce Rabbimin selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Uzunca bir aradan sonra siz değerli okuyucularımızla tekrar buluşmanın mutluluğu içindeyim. Bizi yeniden buluşturan bu makalemizin başlığı sizi biraz şaşırtmış olabilir. Büyük Türkçe sözlükte, başarı kelimesi “eylemsel etkinliğin olumlu sonucu” olarak tanımlanıyor. Bu tanımlamaya göre, darbeciler için BAŞARISIZ olan DARBE, Milletimiz için BAŞARILI olmuştur. Çünkü, böylece, demokrasimizin değerini daha iyi anladık, partiler üstü kardeşliğimizi fark ederek güncelledik, birbirimizi yeniden keşfettik, tüm toplum katmanlarıyla tek vücut olduk. Özellikle Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın nasıl güçlü bir liderlik iradesi ortaya koyduğuna bir kere daha şahit olduk, kendisinin, Sayın Başbakanımızla en kritik dakikalara nasıl birlikte müdahale ettiklerini gördük. Parlamentomuzun bombalanması sırasında TBMM Başkanımızın ve Milletvekillerimizin şehadete en yakın anlardaki dik duruşlarıyla gurur duyduk. Günlerce süren demokrasi nöbetlerinde Kahramanmaraş meydanlarının nasıl tek yürek olduğuna, en son İstanbul Yenikapı mitinginde beş milyonu aşkın kişinin ayakta duracak yer bile bırakmadığına bizzat şahit olarak o tarihi anları birlikte yaşadık. Türk Milletinin gücünü, dosta düşmana tereddütsüz şekilde bir kere daha ispatladık. Evet, bu darbe Milletimiz açısından olumlu ve başarılı bir süreci tetiklemiştir. FETÖ terör örgütü, yurt içinde ve dışında tamamen deşifre olmuştur.

Sayın Cumhurbaşkanımızın tanımlamasıyla, “legal görünümlü illegal örgüt” suçüstü yakayı ele vermiştir.

İzin verirseniz, ben de bu ifadeye “dost görünümlü düşman” kavramını eklemek istiyorum. Maalesef bu kavrama giren insanların, unsurların ve ülkelerin olduğunu artık bilmeyen yok. Millet olarak her şeyin farkındayız. Siz değerli okuyucularımız adına, A-Haber TV kanalında altı saat süren bir canlı tartışma programı izledim. Muhtemelen birçoğunuz da izlemişsinizdir. 22.08.2016 Pazartesi saat 21.00’de başladı, 23.08.2016 Salı günü saat 03.00’de bitti. Murat Gener tarafından yönetilen “Toplumsal Hafıza” adlı bu tartışma programında, Mahmut Övür, Ferhat Ünlü ve Cem Küçük gazeteci olarak, Nurettin Veren ise konuk olarak katıldı. Gazetecilerden ve izleyicilerden gelen tüm sorular çok netti. Yıllarca en üst düzeyde FETÖ’cü olarak faaliyet gösteren konuk tarafından verilen cevaplar ise, bir o kadar inandırıcı ve ikna edici idi. Beyan edilen gerçeklerin ve gösterilen belgelerin doğruluğu, bu programı adeta bir belgesele dönüştürdü, kamuoyu en geniş şekilde bilgilendirildi. Keşke daha erken bir saatte başlasa ve daha çok izleyiciye hitap edebilseydi.

Özetlersek, tehlikenin bitmediği, FETÖ terör örgütünün emellerinden asla vaz geçmediği, kesinlikle rehavete kapılmak gibi bir lüksümüzün olmadığı, kendileri açısından başarısız olan A planındaki darbe sonrası, mutlaka B, C, D gibi farklı alternatif planlarla ülkemizde ciddi provokasyonlara yol açabilecekleri gibi, her türlü muhtemel problemlerin boyutlarına dikkat çekildi. Bildiğiniz gibi, bunları yöneten üst akıl, zaten şu anda PKK ve PYD kartlarını hemen yeniden meydana sürüverdi.

Ağzımdan yel alsın, ama çok yakın bir zamanda, en önemli kamu ve özel kuruluşlarımıza, bankalarımıza, bilhassa ülkemizdeki en hayati elektronik finansal yönetim ortamlarına çok ağır siber saldırılar gerçekleştirilebilir. Ülkemizin en temel iletişim ve network sistemleri uzun süre felç edilebilir.

Ne olur bu alanları asla boş bırakmayalım, gerekli önlemleri mutlaka titizlikle planlayalım, konunun önemini dikkate alarak çok duyarlı olalım. Şu anda en güncel konu, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ve heyeti tarafından ülkemizde yapılacak görüşmeler olduğu için, değinmeden geçemeyeceğim bazı ayrıntılar var. Kamuoyumuz adına, kendisine çok basit bir soru soracağım. Sayın Biden, siz Pensilvanya’da doğmuş bir Amerikalısınız ve Pensilvanya sizinle gurur duyuyor. Fakat merak ediyoruz, ısrarla sizin hemşeriniz olmak isteyen Fethullah Gülen'in vatandaşlık talebini onayladınız mı, eğer onayladıysanız, Türkiye’ye gelmişken bunu açıklamak ister misiniz. Bunu kamuoyumuz adına ve resmi bir üslupla doğrudan size soruyorum. Çünkü 10 Ekim 2013 tarihi itibarıyla, kendisinin “Yeşil Kart” statüsündeki beş yılı dolunca, Amerikan vatandaşlığına başvuru hakkı doğduğunu ve hemen talepte bulunduğunu, talebinin sorunsuz şekilde işleme alındığını biliyorsunuz. Lütfen sonucu gizlemeyip açıklayınız. Eğer açıklamayı sakıncalı buluyorsanız, o zaman da niçin açıklamadığınızı veya sakıncalı bulduğunuzu beyan ediniz. Her türlü cevabınızı saygıyla karşılayacağız, ama suskunluğunuzu asla ...

 

Dr. Yıldırım M. Ramazanoğlu