Ortadoğu’da yıllardır küresel bir oyun, silah baronları ve enerji aktörleri tarafından sahneye konulmakta, dünya seyretmektedir… Bu coğrafyada her gün yeni senaryolar çizilerek, canlar yok edilmekte, kanlar dökülmektedir. İşin garibi acıyı yaşayan, gözyaşı dökenler ise nedense bu bölgenin insanları olmaktadır. Timsah gözyaşı dökenler ise sözde insan hakları savunucusu, bu olaylara seyirci kalan küresel güçler gerçeği olduğu da bilinen bir gerçek…
 Dünyanın gelişmiş ülkelerinde yaşayan insanlar bu trajik dramları; sıcacık evlerinde kahvelerini yudumlayarak, televizyonlardan bir sinema filmi gibi izliyorlar. Ekranlarda yaşanan kan gözyaşı, ölümlerle dolu dakikalar;  sinema dilinde sürükleyici ve heyecanlı sahneler, yaşanılan dehşeti kim bilir ne kadar basit gösteriyordur. İzleyici için film bittiğinde her şey unutuluyor hayat kendi akışında sürüp gidiyor. Ne zaman ki terör ekranlarda değil bir adım ötesinde yaşandığı zaman gerçeklerle yüzleşme zamanı oluyor. Ama yine kaybeden masum insanlar oluyor. Bu yıllardır sürüp gidiyor. Bir tarafta mutluluğu küçük şeylerde arayan ‘Dünya’ adlı gezegende yaşayan çoğunluk ‘insanlar’ bir tarafta para ve güç için, kan ve gözyaşı ile beslenen azınlık ‘yaratıklar’…
Uluslararası terörizm çirkin yüzünü dünyanın çeşitli ülkelerinde sergiliyor. Irak, en çok terör riski olan ülkeler listesinin birinci sırasındaki yerini korurken, bu ülkeyi sırasıyla Afganistan, Pakistan ve Somali izliyor. Türkiye ise 162 ülke arasında 14.sırada yer alıyor.
Ortadoğu’yu ve bu bağlamda Türkiyeyi de terör ile karıştırmayı tezgahlayan devletler;  terörizmle bazen kendileri de yüzleşmektedir. İlginç olan acıyı kendileri yaşadıkları zaman tepkiler çığ gibi büyümekte ama çabuk unutulmaktadır. Dünyanın çeşitli bölgelerinde sürekli yaşanan trajedilerde ‘üzgünüz’ söylemleriyle geçiştirilmektedir.
Siyasi görüş farkları bir yana bırakılarak bu topraklarda yaşayan herkes teröre karşı omuz omuza durmalıdır… Başka Türkiye yok…