2004 Yılında Atina Olimpiyat Oyunları hazırlıkları için serbest milli takımımız Ankara''da kampta bulunmakta idi. Avrupa ve Dünya şampiyonu talebem Harun Doğan ile izinli olduğumuz bir gün Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu Mahmut Atalay hocamızı ziyarete gittik. Mahmut Hoca seri ve çok mücadeleci yırtıcı bir güreşçi olan Harun''u her zaman beğendiğini söyler ona “Karaoğlan” diye hitap ederdi. Anadolu''da hani ne derler yiğit lakabı ile anılır misali gerçekten şampiyon olan vatana millete büyük başarı kazandıran insanlara halkın taktığı lakaplar hep olmuştur.

Neyse söz döndü dolaştı 1968 yılındaki Meksika Olimpiyat Oyunları''na geldi. Mahmut Ağabey: “Bak Karaoğlan sana bir hatıramı anlatayım. İnsan kendisine güvendiği zaman dünyada başaramayacağı bir şey yoktur. Ben o dönemin dünyanın en iyilerinden birisi olan Fransız Daniel Robin ile Meksika oyunlarında finale kaldım. O yıllarda FILA Başkanı ise R.Colon idi. Bildiğin gibi FILA Başkanı hangi ülkeden olursa hele ki onun güreşçilerini hakemlerin aleni de olmasa büyük bir destek verdikleri öteden beri bilinen bir gerçek. Finalden biraz önce idi. Rahmetli Celal Atik Hocam yanıma geldi ve Mahmut dedi. Çok endişeliyim. Bunlar FILA Başkanı''ndan korkup seni buna yendirecekler diye inanılmaz üzülüyorum dedi. Hocamın omzunda beyaz bir havlu, yüzünde endişe ve final telaşının verdiği sıkıntı ile bana bakıyordu. Hemen dönerek Hocam''a: Sen şimdi bu havluyu omzuna at ve benim köşeme gel ve sandalyeye oturarak ayak ayak üstüne at ve zerre kadar endişe etme. Allah''ın izni ile ben seni mahcup etmeyeceğim. Sen rahat ol hocam dedim. Evet zaman geldi isimlerimiz anons edildi ve mindere çıktık. Maç öncesi Celal Atik hocamın üzüntülü ifadesi içimde bir kor gibi hırsımı 3-4 katına çıkarmıştı. İnanılmaz bir tempo ile maç yaptım. Daniel Robin''i dünyanın bütün hakemleri de bir taraf olsa itiraz edemeyecekleri çok net bir sonuçla yendim. Evet ben Olimpiyat Şampiyonu olmuştum ve maç bitti. Gözlerinden lüle tanesi gibi yaşlar dökülerek sevinç gözyaşları ile yanıma doğru gelip bana sarılan Celal hocamın o mutluluğunu hayatım boyunca hiçbir zaman unutmam mümkün değil” diyerek sanki yıl 1968 imiş gibi çok tatlı bir üslupla bize anlatmıştı. Mahmut Hoca Harun''a: “Harun  iyi güreşin, kendinize güvenin” diyerek çeşitli telkinlerde bulunmuştu.

Son söz olarak: 5 Aralık 2004 tarihinde Allah''ın rahmetine yürüyen Mahmut Atalay''ı minnetle ve şükranla anarken Türk gibi kuvvetli sözünü dünyaya ezberleten ve Türk spor tarihini altın sayfalarla süsleyen bütün şampiyonları dua ve minnet duygularımla anıyorum. İnşallah yeni nesil de yukarıda Mahmut Ağabey''in anlatmış olduğu hadise ışığında yüksek bir moral ve irade gücü ile güreşimizi sonsuza kadar başarılı bir çizgide götürürler.