HÜZÜN…

Telefonum çaldı…

Arayan aynı bölümde çalıştığımız, aynı zamanda rektör olan arkadaşımdı… Bazı konularda istişare etmek, dertleşmek için aramıştı…

Daha birkaç hafta önce geldiğinde yüz yüze uzun uzun konuşmuştuk… Bölge ile ilgili düşünceleri vardı… “Yöre halkını bölücü örgütün kucağına itmemeliyiz” diyordu konuşmasında… Hiç şüphesiz o bu vatanı seviyordu…

Telefonla görüşmemizin ertesi günü (Pazar) evde bir profesörlük dosyasını inceleyip rapor yazmaktaydım… Telefonum uzun uzun çaldı. Arayan bir ortak arkadaşımızdı… Rektörümüz kalp krizi geçirmiş dedi… Çalışmaya ara verip internetten gelişmeleri izleyip, yörede olan tanıdıklarımdan son durumu öğrenmeye çalışıyordum… Endişe içerisinde dua ediyordum… Birkaç saat sonra acı haberi öğrendik…

Kalp krizi nedeniyle vefat etmişti… Şırnak Üniversitesi Rektörü öğrencim, kadim dostum Sayın Prof. Dr. Mehmet Nuri Nas hakka yürümüştü… Allah (cc) rahmet eylesin…

BİR ŞEHRİN DİRİLİŞİ

Taziye için Şırnak’ın İdil ilçesindeydik…

Bu ilçemizde son yıllarda bölgede yaşanan hendek kazmalarından etkilenmiş. Ancak şehirde bir yıl önce sokaklara kazılan hendeklerden eser kalmamış…

İdil Kaymakamı Ersin TEPELİ. Kadirli'de doğmuş. İlçeye 28.06.2015 tarih ve 2015/398 sayılı müşterek kararname ile atanmış ve o günlerde görevine başlamış. Sayın Ersin Tepeli kaymakamlık görevi yanında İdil Belediye Başkanlığı görevini de yürütüyor… Gayretli bir bürokrat…

Kaymakam Bey yapılan çalışmaları anlattı… Gözlemlerimize göre de güzel işler yapılmış… Hendek sonucu ortaya çıkan yıkımın etkisi büyük ölçüde silinmiş… Ana caddede sadece eski belediye binasının yıkık ve delik duvarlarını görüyoruz. Onunla ilgili de süreç devam etmekteymiş…

Şehirde ter temiz parklar yapılmış. Bir cadde yayalaştırılmış. İnsanlar huzur içerisinde kıraathanelerin önünde oturuyor…

İlçeni meydanına 15 Temmuz dolayısıyla çok sayıda ay yıldızlı bayrağımız asılmış…

Bayrağımızı görünce Arif Nihat Asya’nın Bayrak şiiri aklıma geliyor:

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,

Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,

Işık ışık, dalga dalga bayrağım! 

Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım….

Bölgede bayrağa layık olmanın destanı yazılıyor…

Değerli dostlar, hüzünle geldiğimiz bu güzel beldemizde yeşeren umutları görüyoruz…

Yörede görev yapan akademisyenlerle sohbet ediyoruz… Bölgede yapılması gereken projeler hakkında konuşuyorlar… İmam olarak görev yapan Mehdi Bey “Kardeşlik ile bu sorunları aşarız diyor…”

Bu milletin kardeşliğine el uzatanlara pırıl pırıl caddeler, yörede görev yapan bürokratlar, kanaat önderleri, insanların sağduyusu dur diyor…

İlçeden ayrılıyoruz… Bize bir polis kardeşimiz yol gösteriyor… Araçtan inip elini sıkıyorum… Bursa’dan geldim diyor… Allah (cc) güç versin, kuvvetinizi artırsın diyorum… Ayrılırken duygulanıyorum, başımı öbür tarafa çeviriyorum…

Hüzünle gittik ama umutla döndük…