Üçüncü çeyrek büyüme rakamları açıklandı. 2016 yılının Temmuz, Ağustos, Eylül aylarındaki ekonomik büyümeyi, 2017 yılının Temmuz, Ağustos, Eylül aylarıyla karşılaştırdığımızda, 2017 yılı için %11,06 artış olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz.

***

Böylesi çift haneli büyüme rakamına bünyemiz pek alışkın değil, herkes için büyük moral oldu kuşkusuz. Bununla birlikte bu rakamın aslında biraz sihirli olduğunu belirtmek durumundayım. 2016 yılının belirtilen ayları, herkesin bildiği üzere, yatırımların durma noktasına geldiği, bırakın ülkemize turistlerin gelmesini, varolanların ülkesine kaçıştığı bir bunalım dönemiydi. 2016 yılının 3.çeyreğinde ülke ekonomimiz %0,3 küçüldü. Dolayısıyla 2017 yılında büyüme rakamının yüksek gelmesi aslında kıyaslanan dönemin çok kötü durumda olması ile ilgilidir. Hatta bu durum, 2018 yılının 3.çeyrek verileri açıklandığında yine karşımıza çıkacak ve bu sefer reel olarak %11’den fazla bir büyümemiz olmaz ise, “Eyvah ekonomimiz daralmaya başladı” diye hayıflanacağız.

***

Kanaatimce, ülkemizin ekonomik büyümesi adına asıl sevinmemiz gereken şey dokuz aylık büyüme rakamlarıdır. 2016 Ocak-Eylül dönemine göre bu sene Ocak-Eylül döneminde %7,37 büyüme kaydettik.

***

Büyümenin çoğunluğu yine geçen dönemlerde olduğu gibi kişilerin tüketiminde yaşanan artıştan geliyor. Özellikle “dayanıklı mal” dediğimiz grupta yer alan beyaz eşya, otomotiv, televizyon gibi eşyaların tüketiminde bariz bir artış var. Özellikle kurların yükselmesi, enflasyonun artması gibi durumlar tüketicilerde bu ürün gruplarında 2018 yılında fiyat artışı yaşanır algısı yarattı. Bir de vergi teşvikleri ve KGF gibi finansal kolaylıklar eklenince halkımız kendini tüketime verdi.

***

Ekonominin “baba”larından, Adam Smith şöyle demiştir: Tüketim, bütün üretim eylemlerinin nihai sonu ve amacıdır.

***

Dolayısıyla nüfus ortalama yaşı 29 olan, hızla nüfusu artan ülkemiz tüketmeye devam ediyor. Bu durum mevcut üretilenlere rağbet gösterilmesini sağlıyor ve Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH), başka bir deyişle Türkiye’nin “yurtiçi satışlar” hesabı artış gösteriyor.

***

Yüksek işsizlik, yüksek enflasyon, yüksek cari açık ve yüksek dış borç problemleriyle uğraşan ülkemiz için büyüme rakamının pozitif olması “bir dirhem et bin ayıp örter” niteliğindedir ve sevindirici bir gelişmedir. Bir de tüm bu problemler ile ekonomik aktivitede yavaşlama varken uğraşmak vardı, Allah esirgesin. Herkese hayırlı kazançlar dilerim.