Orhan Veli diyor ya “beni bu güzel havalar mahvetti” diye...

Beni de bu bulutlu efkarlı havalar mahvetti. Bazen de kendime getirdi. Hep böyle havalarda daldım ufuklara. Hep böyle havalarda yürüdüm saatlerce kervan geçmez yollarda. Yağmur ılık ılık değerken tenime, üşümeyle üşümeme arasında yaşadım içimdeki ikilemleri. Hayaller uzak ufuklar gibiydi. Görünen ama ulaşılamayan ufuklar, gerçekleşmeyen hayalleri anlatıyordu belki.

Şimdi kırmızı araba alabilecek durumun varken, çocukken çok istediğin ama bir türlü alınamayan kırmızı bisikletin ukdesi içini kanatır. Hayat bir çok şeyi veya benzerlerini verir de insana o senin istediğinin olmaması hep uzaklara daldırır insanı. Yaşanmışlıklar güzel anılarken, yaşanamamışlar içinde hep bir kanayan yaradır. Beraber bir yağmurda ıslanamamak kadar basit, birçok insanın bu mu hayal dediği bir çok küçük anıyı bile yaşayamamış olmak dokunur canına.

Onsuz zamanlarda hüzünlenerek dinlediğin şarkılar bile meğer onu anlatırmış onu özletirmiş diye düşünürsün. Hayatında onun olmadığı zamanlarda neden o kadar efkarlı olduğunu onu bulup kaybedince anlarsın. Geleceği senden önce yüreğin görür bazen. Onunla kaçamak zamanlarda en sıkı sarılmanın bir anında cız eder yüreğin. Mutluluğun doruklarındayken bir anda onu kaybetme korkusu dolar yüreğine. Boğazın düğümlenir nefes alamazsın. Bir an ne oldu diye sorar “bir gün gidersen” diye soramazsın. Ama o bir gün bitti der ve gider. Bu gidişler de yıkıcıdır ama “ sonsuza kadar sürecek ama gitmeliyim” ler kadar hiçbir şey yakamaz yüreğini. Çaresizlikler kahve fallarında aratır onu, rüyalara yatarsın dönecek mi diye. Kaderin ve onun bildiği ama senin bilmediğin bir şey vardır. O hayatından çoktan gitmiştir. Ama ne yazık ki hiçbir şey bitmemiştir. Bazen uyanan bazen yine derin uykulara dalan yatalak bir hastanın başında bekler gibi bulursun kendini. Ne ölür ne dirilir hasta. Artık bütün ümitlerinin bittiğinde açar gözünü. Acaba ayağa kalkar mı diye düşünürsün ama nafile.Ayaktasındır ama o yatalak hastadan bir farkın yoktur. Son kurşunu o şarkıdaki klarnet sıkar beynine.

Kadere razı olmaktan başka çare yoktur. Bu durum ya erdirir, ya isyankar eder insanı. Dünya sınavının herhangi bir yerinde zaten senin sınavında son nefesinle biter. Aşktan ölmeli insan. Ya leyladan ya mevladan adam olan aşktan ölür....