06.02.2023 saat 4;17 bu tarih son bin yıllık dünya tarihine acı harflerle yazıldı. Yaradan’ın dünya kaderini levhi mahfuza yazarken bize düşen bu coğrafyada o kaderin içinde, kıyametin bir fragmanını yaşamaktı. Ölümün ayrılık ateşi hiç bu kadar çaresiz, hiç bu kadar dayanılmaz olmamıştı yeryüzünde. Bir kader daha vardı ki bunun da sağlamasına şahit oldu Dünya tarihi. Türk milletinin vicdan ve merhametinin ne kadar kadim olduğu. Bu kadim millet her zaman olduğu gibi öyle birleşti ki akıllara

              İlk birkaç gün enkaz başında çaresizliği tüm iliklerime kadar ben de yaşadım bu elim afeti. Bir hafta kadar kızımın sağlık sorunu başladı, Antalya ya gitmek zorunda kaldığımda bedenimin değil ruhumun her bir parçası burada kaldı. Duramadım döndüm, sahada ne yapabilirim derdine düştüm, Hz. İbrahim’in ateşine bir damla su götüren karınca misali çırpınmaktı bana düşen. Toprağa tohum gibi ektiğim yakınlarımın ardından yasımı bile tutmaya hakkım olmadığını düşündüm. Hakkım yoktu ağlamaya, yas tutmaya, yaşayanlar perişan oldukça ben rahat edemezdim.

           Bu gün ne siyaset yapma, ne makam, ne koltuk düşünme günü, bu harap şehri her bir ferdi ile yeniden ayağa kaldırma günü. Ne yapabilirim derdiyle yanıp, tutuşma günü, elini taşın altına koyup, yüreğini eline alıp yeniden başlamanın savaşını verme günü.

        Hayatımın yarıdan fazlasını bu ülkede ve şehrimde öğretmen olarak hizmet etmekle geçirdim. Öğretmen yalnızca okul çatısında öğretmemeliydi,  toplum mühendisi de olmalıydı kaygısıyla yazmaya, fikir üretmeye adadım kendimi. Hem kendi kurduğum STK hem birçok STK’larla, yerel yönetimlerle sayısız projede yer aldım, sahada yirmili yaşlarımdan beri koşturuyorum. Hedefim kadınlar ve gençlerin eğitimiydi, ülkemin onlar aracılığıyla Dünya lideri olacağına inandım. Bu inancım bu anlamdaki çalışmalarımı kitlelere, şehrimden ülkeme taşıdı. Birçok ilde gençlerle, kadınlarla kitap fuarları, söyleşiler, konferanslar aracılığı ile buluştum. İlham oldum, birçok kadının, gencin hayatında dönüşümler oldu bu hareket. Hala bunları yaparken heyecanlanıyor, enerjimi onların gözlerindeki umut dolu bakışlardan alıyorum.

             Edebiyat alanında ülke çapında, şehrimde birçok yarışmada yazdıklarımla birincilik ödülleri almam, kalemimin ülke dışına kadar tanınması egomu değil, daha fazla ne yapabilirim düşüncesi ile hizmet aşkımı besledi. Çünkü yaptığım hiçbir şeyin maddi karşılığı yoktu, ben bunu almayı kendime yakıştıramadım. Kazancım ülkemin kalkınmasına katkıda bulunmak, makamım kalplerdeki sevgiydi.

     Enkaz başında yaktığımız ateşte ısınırken, çaresizlikten bitap düşerken, kırk gündür geçen uykusuz gecelerde, toprağa verdiğim sayısız canın yasını yüreğimin derinliklerine gizlerken dahi, beynimin içindeki ne yapabilirim sesi, bugün bu kararı almama sevk etti beni. Adalet ve Kalkınma Partisi nezdinde milletvekilliği aday adaylığı başvurumu yaptım. Enerjim, entelektüel birikimim, projelerim ve tüm samimiyetimle şehrimin ayağa kalkması için buradayım, hazırım. İmkân verilirse halk içinde hak ile olmak gibi bir kabiliyetimi de kuşanıp, şehrime hizmet etmeye yemin ettim. Yaşamım boyunca halk içinde hak ile olmaya çalıştım, başardığıma inanıyorum. Yaptığım hiçbir işi yarım bırakmadım, çünkü ben Yaradan’ıma sığınarak yaptım. Şeffaf yaşadım, ruhumu bu kirli dünyada temiz tutmak için savaştım. Beni kontrol eden yaptığım her işte yanımda olan yaradandı, bu ruh bilinciyle bugünlere kadar var olmayı başardım.

           Dahası 13 yıl önce eşini kaybetmiş, üç çocuğu ile hayata devam etmiş, alnının akıyla bugünlere kadar gelmiş, kendi yaralarını sarmanın birilerinin yarasını sarmaktan geçtiğini anlamış ve bu bilinci hayatının hedefi yapmış bir kadınım. Asil bir Türk kadını olarak, yine yeniden bu şehrin ayağa kalkması için ben de varım, bana müsaade edilirse halktan biri olarak yüreğimi, kalbimi, enerjimi elime alıp hizmet etmeye hazırım.

             Kadın olarak kendi gücümü biliyorum, bunu yaşadığım hayatta verdiğim mücadelelerle öğrendim. Karakterim, enerjim, genlerimden aldığım dürüstlüğüm, hak yolunda olmak için hayatımdan çıkardığım dünyalıklarım, kendimi ülkeme adanmışlığım beni ben yapan unsurlardır, bunlarla yola çıkacağım. Beni tanımadan da yazdıklarımdan, yaptıklarımdan dolayı seven, onaylayan siz harika dostların da bana aday olmalısın serzenişlerini hiçe sayamazdım. Varlığınız için yaratana şükürler olsun. Acınız acım, dertleriniz derdim, hüzünleriniz hüzünlerim. Birlikte ağlayıp, birlikte kalkacağız ve bu şehri yeniden daha iyi koşullarda inşa edeceğiz. Tıpkı yüz yıl önce yaptığımız gibi.

               Basın açıklamamı yıllardır köşe yazdığım, ailem gibi bildiğim gazetemden, yine köşemden yapmak istedim. Hoşça kalın dostça kalın.