Yukarıdaki başlığı 90’lı yıllarda Kahramanmaraş’ta merhum Talat Eren, bir köşe yazısında kullanmıştı: ‘Belediye belediye, seni seçtik ne diye.’

Hakikaten biz belediye başkanlarını ve meclis üyelerini ne diye seçtik?

Biz halkın yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve her geçen gün daha yaşanabilir bir Kahramanmaraş için seçmedik mi.

Ama gelin görün ki; bazı belediyelerimiz, kanunla kendilerine verilmiş sıradan birer görev olan faaliyet ve icraatların o kadar çok o kadar çok reklamlarını yapıyorlar ki sanırsınız yaptıkları birer lütuf ya da harcamayı babalarının veya da kendilerinin cebinden yapmışlar gibi. Adeta insanın gözüne gözüne sokuyorlar. Yeter artık.

Bunun yanında –yine iyilerini tenzih ederiz- bazı belediyelerimizde o kadar çok o kadar çok israf ve gereksiz hizmet ile yatırım var ki sormayın. Bazılarında ise yap-boz belediyeciliği sıradan hale gelmiş. ‘Nasıl olsa (bu tarafta) hesap soran yok’ mantığı dillerde adeta ‘pelesenk’ olmuş. Yap, sonra da boz. 40 kere düşün, bir kere yapsana kardeşim. (Mesela; Dedezade Caddesi gibi.)

Halbuki tüyü bitmedik yetimlerin dahi hakkının bulunduğu Yüce Dinimizce belirtilen beytülmalı dikkatli harcamak gerekmez mi.

Adam hayatında bir tane işçi bile çalıştırmamış, kendi bir tek kuruşunun hesabını inceden inceye yapmış, sonra da hasbelkader Belediye Başkanı koltuğuna ya da belediyede etkin bir yere oturtulmuş.

Ancak gelin görün ki; eski deyimle trilyonlarca lirayı tutan miktarlardaki halkın parasını adam sanki ‘kuruş’ gibi harcıyor. Harcadığından vazgeçtik te, kaynaklar çarçur edilince insanın beyninden adeta kan fışkırıyor.

Büyüklerimiz; “Beytülmalı yiyen iflah olmaz” derlerdi. Peki, beytülmalı boş yere çarçur edenlerin ve yaptıkları yanlış icraatlarla halkın yaşamını zorlaştıranların hali ‘Mahkeme-i Kübra’da ne olacak? (Güya nasıl olsa burada boş yere kamu parası harcayanın hesabı sorulmuyor ya. Yapanın yanına kalıyor ya. ‘Dünya Kitabı’na uydurdun mu tamam ya…) Mesela; Trabzon Bulvarı’nı yanılmıyorsak 10-12 trilyon lira gibi çok büyük miktar bir para harcatarak ‘sokak’ yapan ‘gözlüklü’ zihniyet gibi… (Erkoç Başkan sana güvenip itimat etti ise onu böyle yanlış yönlendirmek mi lazım. (Bak Başkan sana sonuna kadar sahip çıkmaya çalışıyor.) Bir başka örnek ise; -şimdilik gereksiz- devasa bina yatırımları gibi…

Bu arada başkanlık koltuğuna oturup ta zaman içerisinde halka, STÖ’lere ve basına tepeden bakan, burnundan kıl aldırmayan, başkanlık makamını babasından miras kaldı sananlar, bir eli ile vatandaşla tokalaşırken diğer elindeki cep telefonuna gözleri ile bakanlar, kendisi ve etrafındakilerin siyasi ikbali için kumpas kuranlar da var. (Hâlbuki ‘kim kazar derin kuyu kendi düşer yüzün kuyu.’)

Ne dedi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan önceki günlerde yapılan Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında:

“VATANDAŞLAR TEVAZU ARIYOR”

“Bana gelen raporlara bakınca bazı eleştiriler var ki çok çok önemli. Vatandaşlar özellikle şunu arıyor. Tevazu arıyor. Benim dükkânıma gelip bir çay içmedikten sonra ben belediye başkanını ne yapayım diyor. Değerli arkadaşlar bizi yükselten tevazumuz olmuştur. Biz tevazumuzu kaybettiysek, puan kaybında da açık net kaybımız olmuştur. En güçlü olduğumuz yerlerde puan kaybettiysek bunu kendimize soracağız. Çok iyi hizmetler yapmış olabiliriz ama bu yeterli değildir. Önemli olan gönüllere girmektir. Gönüllere girmiyorsak, vatandaşa tepeden gurur abidesi olarak bakıyorsak, kusura bakmayın bu millet şamar oğlanı değil. Bir oy verir, iki oy verir kenara koyar. Bu erken bir mesaj olmuştur. 24 Haziran'ın fotoğrafını iyi çekmemiz lazım. Mart 2019 için adaylarımızı buna göre seçmemiz lazım.

"GÖNÜL BELEDİYECİLİĞİ SEFERBERLİĞİ BAŞLATIYORUM"

2019 Martı'na kadar belediyeciliğin adını gönül belediyeciliği seferberliği olarak ilan ediyorum. Milletimiz bunca yıldır bizi kendisine en iyi ve adil hizmeti verdiğimiz için desteklemiştir. Aşk ile, şevk ile, adalet ile çalışmayan belediye başkanı arkasında enkaz bırakır. Vatandaşı ile beraber olmayan belediye başkanı bir taraftan yaparken, bir taraftan yıkar. Arkasında enkaz bırakır.”

Aynen böyle dedi Reis.

Belediye başkanları buna göre ayaklarını denk alsınlar.

Hesap günü yaklaşıyor.

Önümüzde sayılı kalan günlerini çok çok iyi değerlendirsinler.

Unutmasınlar ki; kimse zorla belediye başkanı yapılmıyor ya da seçilmiyor. Vatandaşa tepeden bakacaksan, horlayacaksan, telefonlara cevap dahi vermeyeceksen, akşam 5’te eve gideceksen, belediye imkânları ile kendine ve yakınlarına pembe dünyalar kuracaksan, belediyenin parasını har vurup harman savuracaksan aday olma kardeşim, olma.

Git evinde otur be mübarek. Ya da git çocuklarını veya torunlarını sev. Eşinle Türkiye ya da dünya turuna çık. Belediye başkanlığı emeklilik günlerini değerlendireceğin ya da sırtını halka ve devlete dayayacağın bir makam değil ki.

Bu tür başkanlara (ve sahiplerinin sesi) meclis üyelerine sesleniyorum: Kene gibi yapıştığınız bu cefakâr ve vefakâr halkın yakasından düşün, sırtından da inin. Yoksa sizleri indirmeyi bizler çok iyi biliriz.

SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTEMİZ OLACAK

Öte yandan; bazı yükseköğretim kurumlarına bağlı olarak enstitü, fakülte ve yüksekokul kurulması, kapatılması ve adlarının değiştirilmesi hakkındaki Bakanlar Kurulu kararı, Resmi Gazete’de önceki gün yayımlandı.

Buna göre; Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde Sağlık Bilimleri Fakültesi kuruldu. Yine karara göre; Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Kahramanmaraş Sağlık Yüksek Okulu ise kapatıldı.

Bu önemli kararların alınmasında ve Kahramanmaraş’a 2. Üniversite olarak İstiklal Üniversitesi’nin kazandırılmasında büyük emeği bulunan siyasi gurur kaynağımız Mahir Ünal’a teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bu memleket için taş üstüne taş koyanlara, bir tek çivi çakanlara dahi minnettarız.

Kahramanmaraş’a daha fazla hizmet ve yatırım kazandırılması yolunda Mahir Ünal’a köstek olma yerine daha fazla destek vererek sahip çıkmalıyız. (Yeri gelmişken belirtmek isteriz ki; gizliden gizliye Mahir Ünal düşmanlığı yapanlar, memleket değil, koltuk ve menfaat sevdalılarıdır.)

Son olarak; 15 Temmuz 2016’da FETÖ’cü alçak hainlerin yapmaya çalıştığı kanlı darbe girişimine karşı göğsünü siper ederek bu vatan için canını ortaya koyan şehitlerimizi rahmet ve minnet ile anıyor; Vatan ve Millet düşmanlarına her zaman gerekli dersin verileceğini bir kez daha hatırlatıyoruz. (Kıyamete kadar Türkiye Cumhuriyeti yaşasın inşallah. Vatan hainleri ve alçaklar için de yaşasın Cehennem.)

‘Yerli, Milli ve Büyük Türkiye’ yolunda DURMAK YOK, YOLA DEVAM diyoruz.

(Başsağlığı: Hakk’ın rahmetine kavuşan eniştesi Alirıza Dedeler’i önceki gün Elbistan’da toprağa verdiğimiz Mahir Ünal’a bir kez daha başsağlığı ve sabır dileklerimizi de iletiyoruz. Mekânı Cennet olsun.)