I M G 7084

6 Şubat Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve ‘Asrın Felaketi’ olarak adlandırılan depremlerin üzerinden 1 yıl geçti. Geniş bir coğrafyada 14 milyon insanı doğrudan etkileyen depremin yıldönümünde hayatını kaybedenler anılırken depremin üzerinden geçen bir yıllık süre zarfında yapılan çalışmalar değerlendiriliyor. Bu kapsamda Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Volkan Dalyan, Manşet Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mahmut Beyaz’ın sunumuyla Manşet Gazetesi’nin sosyal medya hesaplarında ve Radyo Fresh 99.1 frekansında yayınlanan ‘Deprem Özel’ programının canlı yayın konuğu oldu. Depremin üzerinden geçen 1 yıllık sürede kentte yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler paylaşan Dalyan, depreme Excel tablolarının içinde yapılan eylem planlarıyla değil, somut adımlar atılarak hazırlık yapılması gerektiğini ifade etti.

2-579

BİRÇOK DEFA DEPREMDEN BAHSETTİK

Başkan Dalyan, “Kahramanmaraş depremini 6 Şubat tarihinde yaşadık. Bundan önce bilimsel verilerin doğrultusunda yaptığımız uyarılar veya hatırlatmalar vardı. Birçok defa depremden bahsettik. Bu deprem asrın felaketi olarak nitelendiriliyor. Çünkü karasal depremler içinde 7.7 ile 7.6 büyüklüğündeki bu iki depremin yer kabuğuna 7 kilometre mesafede gerçekleşmesi ve 9 saat içinde bu kadar büyük iki depremin art arda olması dünyada gerçekten görülmüş en büyük felaketi getirdi. Maalesef depremle ilgili çalışmalar yapamadık. Çünkü deprem insanın veya bir şehrin başına gelmeden ders çıkartmıyorlar. Çıkartmadılar. Deprem geldikten sonra tabii ki bir birliktelik sağlandı. Toplantılarda Excel tablolarının içinde yapılan eylem planlarıyla depreme hazırlık yapıldı. Bizlere deprem olduktan sonra da depremi yaşamayan insanlar tarafından deprem anlatılmak istendi. Aslında bu depremi en iyi bizler anlatabiliriz. Maalesef dediğim gibi depremden önce yapılan eylem planları sadece Excel tablolarında kaldı. İsterdik ki mahallelerde, bir afet olduğunda kullanılmak üzere içerisinde balyoz, jeneratör, spiral, makas gibi aletlerin olduğu depolar olsun. İsterdim ki deprem için hazırlıkların yapıldığı toplantılarda ilgili kurumların şu kadar eylem planı içinde yüzde şu kadarını gerçekleştirdik diye bir araya toplanıp vakit harcayacağına, iş makinaları olan hafriyat firmalarıyla iletişime geçerek deprem olduğu takdirde enkaz alanına en hızlı ulaşımın nasıl, ne şekilde sağlanacağı konuşulsun. İsterdim ki her mahallede park alanlarının sadece bazalt döşenip görsel bir şey haline getirilmek yerine toplanma alanı olarak tasarlanıp buralarda depolar oluşturulup insanların kullanabileceği bir alan oluşturulsun.

ŞEHRİN MERKEZİNDE CİDDİ BİR ALANDA MİKRO BÖLGELEME ETÜDÜ YAPILDI

Depremden sonra çok hızlı hareket edebilmek için çok hızlı tespitlerle birlikte hızlı da bir mikro bölgeleme çalışması adı altında şehrin merkezinde ciddi bir alanı kapsayan bir bölgede jeolojik etüt yapıldı. Mikro bölgeleme etüdü yapıldı. Bu etüdün sonunda burada valiliğimizin olduğu alanda ve bu hat boyunca devam eden bir fay hattı tespit edildiği ortaya kondu. Bunlara sakınım bandı uygulandı. Kahramanmaraş'ta ciddi bir alan heyelan bölgesi olarak tespit edildi. Yapılan mikro bölgeleme çalışması bakanlık tarafından depremden sonra hazırlandı. Fakat bu çalışmanın içinde uygun olmayan alanları tespit edip sakınım bandı oluşturmak için ortaya konan fay hattı, Kahramanmaraş fay zonu dediğimiz fay hattı, 2011 yılında MTA tarafından tespit edildi. İnsanların sağlam evlerinin olduğu 3 tane ilksel depremin ve 57 bin 150 tane şu ana kadar Kahramanmaraş'ta okunan artçı depremin içinde bahsedilen fayda bir tane bile 1.1 deprem olmadı. Gördüğümüz zaman yani diyoruz ki neye göre uygun olmayan alan kime göre uygun olmayan alan. Kim çalıştı? Nasıl çalıştı? Depremden sonra bu kadar kısa zamanda bu fay hatlarını nasıl belirlediniz. Hadi bu fay hatlarını MTA 2011 yılında belirlemiş. Almışsınız o fay hattını yeni belirlemiş gibi raporunuza koymuşsunuz. Sakınım bantlarını oluşturmuşsunuz. Burada sakınım bandı toplam 65 metre. Bir yere gidiyorsunuz 100 metre. Bir yere gidiyorsunuz 500 metre.

PARÇA PARÇA OLAN FAYLARDA OLACAK DEPREM BÜYÜKLÜĞÜ 4.0 YÂDA 5.0’DIR

Neye göre? Kime göre? Yani şimdi bunların hepsini topladığınız zaman en önemlisi varsayalım bu faylar var ve deprem üretecek. Kaç büyüklüğünde deprem üretecek? Bunun bir teknik olarak çalışması vardır. Bu fayın üreteceği deprem uzunluğuyla, yani atıyorum burada Kahramanmaraş'ta belirtilen fay 18 kilometre batıdan doğuya uzanan ve paralelinde yaklaşık 18 kilometre bir tane daha batıdan doğuya uzanan faydan bahsediyorsunuz. Şimdi bu fayın 18 kilometre olabilmesi için sizin şehrin merkezinde bu fayın yerini tam net tespit etmeniz ve birbirine bağlı olup olmadığını görmeniz gerek. MTA'nın haritasında bile parça parça görünen fay, Bakanlığın yaptığı mikro bölgeleme çalışmasında tek parça olarak gösterilmiş. 18 kilometre olan bir fayda olacak deprem büyüklüğü yaklaşık 6.0, 6.5 ve 7.0’dır. Ama bunu parçaladığınız zaman 5, 7 ve 8 kilometre parça parça faylarda olacak deprem büyüklüğü 4.0 yâda 5.0’dır. Bu bilimsel çalışmalar eksikken, bu bilimsel çalışmalar tamamlanmamışken ve burada en son ne zaman deprem oldu? Kaç yılda bir deprem üretti? 400 yılda bir deprem üreten Doğu Anadolu fay hattında 110 yıl gecikmiş diyerek insanların önüne bilimsel tahmin koyduk. Ama ne zaman olacağını söyleyemedik.

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİYLE İSTİŞARE EDEREK YENİDEN BİR ÇALIŞMA YAPILMASINI İSTEDİK

Azerbaycan Bulvarı'nda yapılan çalışmalar sonucu biliyorsunuz tekrar oradaki uygun olmayan alan açıldı ve şu anda inşaatlar yapılıyor. Aynı mevzuda faylarla ve heyelanlarla ilgili Büyükşehir Belediyesiyle istişare ederek yeniden bir çalışma yapılmasını istedik. Biz, Bakan Özhaseki ile yaptığımız ilk toplantıda bir araya geldik. Bir mimar firmayla anlaşmışlardı. Bu mimar firma normalde sunumda yapacakları Azerbaycan Bulvarı'nın tasarımıyla ilgili bilgi verecekken karşımıza bir harita çıktı. Haritada kırmızıya boyanmış bir hat vardı. Firmadan biri çıktı. Azerbaycan Bulvarı'nda 75 dönümü kapsayan uygun olmayan alan için mimarlık firmasından birisi buraya hiçbir şey yapamıyoruz dedi. Dedim ki Sayın Bakanım belediye binası kırmızı hattın içinde mi? Ben biliyorum. Kırmızı hattın dışında olduğunu. Belediyenin önündeki yolun alt tarafının kırmızı üst tarafının sarıya boyandığını zaten görüyorum. Oradan arkadaşlar dedi ki, hayır. Dedim ki biz 15 katlı belediye binasının karşısındaki alanı imara kapatmayı mı konuşacağız. Bunun için mi toplandık? dedim. Fay hatları ve dere yatakları tespit edilir. Bu alanların sakınım bantları konulur. Ama kalan her bir toprak parçasının kullanılması gerektiğini düşünüyorum dedim. Böyle deyince öneriniz nedir? dedi. Dedim ki zemin etüdü yapılırsa buradaki durum ortaya çıkar. 75 dönüm arazide 6 tane sondajla bu alanın imara uygun olmadığı tespit edilmiş. Bunun üzerine oradaki durum değişti.

VALİLİĞİN İÇİNDE ÇİZİLMİŞ VE ONAYLANMIŞ HARİTADAKİ ALANDA FAY GÖZLEYEMİYORUZ

Aynı şekilde deprem üreteceği söylenen fay hatlarıyla ilgili de söyledik. Burada ciddi bir çalışma yapılmalı. Burada varsa fay, bakın varsa diyorum. Çünkü bu da kanıtlı değil. Yeni yapılan raporda da burada fay olmadığı ortaya çıkıyor. Yani en basiti valiliğin içinde bir hendek açıyoruz. Valiliğin içinde çizilmiş ve onaylanmış haritadaki alanda fay gözleyemiyoruz. Zaten rapor büyükşehir belediyesi tarafından yaptırıldı, bakanlığa sunuldu. Burada gerçekten bir fay varsa ve deprem üretecekse o zaman onun çalışmaları yapılsın. Fay hattı dedikleri ve sakınım bandı koydukları alanda orta hasarlı bina güçlendirilemiyor. Ağır hasarlı bina yıkılacak yerine yapılmayacak. Az hasarlı binalar var. İçinde insanlar yaşıyor. Devletin bunları yıkıp yerine yapması gerek.

ÇOK BÜYÜK DEPREMLER OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM

Şimdi biliyorsunuz bu Kahramanmaraş depreminden sonra buradaki Elbistan fayı tetiklendi ve burada da bir kırılma oldu. Bu hattaki fayın doğu ve batı uzanımında bulunan işte Adana Saimbeyli'de sık sık depremler oluyor. Aynı şekilde Göksun'da yaşanıyor. Malatya tarafında yaşanıyor. Burada enerji uçlara doğru transfer olduğu için buralarda deprem bekleniyor. Ama bu süreçte de burada enerjiyi boşaltan da bir durum var. Yani bu artçılar muhtemelen buradaki enerjiyi boşaltıyor diye düşünüyoruz. Çok büyük depremler olacağını düşünmüyorum. Ama şöyle bir durum var. Adana ve Malatya işaret ediliyor. Bakın bizler depremin en büyüğünü yaşadık. Bir gün içinde 3 tane deprem yaşadık. Binlerce artçı meydana geldi. Fakat bizim için en önemli şey, bu çevre illerde olabilecek depremlerden en az etkilenmek. Bu da neye bağlı? Burada da gerçekten insanımızın artık vicdanını ortaya koyması gerekiyor. Yani bugün bakıyorum hasar tespitlerinde ağır hasarlı bir binayı az hasara çekmiş. Belki kendisi oturmayı düşünmüyor. Kiralayacak veya satacak. Doğru güçlendirme yapılmazsa yarın bir gün bunları konuşuruz.

KÖY EVLERİ AYLARDIR BİR ÇÖZÜME ULAŞTIRILAMADI

Orta hasarlıların güçlendirilmesi konusunda inisiyatif kullanarak net bir karar verilmezse olacağı şu, vatandaş, yeter artık der. Belki güçlendirilmesi gereken yeri boyayla tadilat yapar, geçer oturur. Yarın bir gün çevre illerde olabilecek depremlerde bizde etkileneceğiz. Bizler STK’lar olarak dedik ki bir an önce karar verin, aksiyon alın. Yıkılacaksa yıkılsın, yapılacaksa yapılsın. Ama biz teknik insanlar olarak da şunu da not düştük milli servettir. Hepsini yıkmak zorunda değilsiniz. Yapılabilecek olanı yapın. Bakın bugün Büyükşehir Belediyesi bir komisyon kuruyor. Güçlendirilecek olanları tespit ediyor. Bunu daha önce yapmalıydık. İnsanlar şu anda belki de ağır hasarlı binalarına çıktılar, sıva boya yapıp oturdular. En azından o insanlara tamam oturabilirsin ama güçlendirip otur denilmeliydi. Köy evleri aylardır bir çözüme ulaştırılamadı. Siz sanıyor musunuz ki köy evleri şu anda hala devletten haber bekliyor. Yapan yaptı. Geçen geçti. Yarın bir gün bir deprem olduğunda onlara bir şey olduğunda kim sorumlu? Karar alıp uygulamayan kurumlar sorumlu olacak. Bu noktada depremden sonraki bir yıllık süreçte gerçekten insanlar kendi adına güzel kararlar verip, ayağa kalkınma adına Kahramanmaraş için çok güzel bir birliktelik oluştu, yapıldı, edildi ama çok büyük eksikler de vardı.

DOĞRU STATİK PROJELERİ BİNALARIN AYAKTA KALABİLMESİNİ SAĞLAR

Ebrar Sitesinde bir bilirkişi raporunda gördüğüm bir şeyi söyleyeyim. Dördüncü kata kadar kooperatif olarak yapılmış. Ondan sonra bir müteahhit, bir mühendis ve belediyeden ruhsatlı olarak sekiz kata çıkartılmış binalar var. Kimi suçlayacağız burada? Dördüncü kata kadar yapanlar mı çürük yaptı, dörtten sonra yapanlar mı? Dördüncü kata kadar yapanlar statiğini dört katlı hesaplayarak inşa edip üstüne dört kat daha izin verenler mi? Yani bu noktada artık ders çıkarmamız gereken çok şey var. Doğru yapılan bir zemin etüdü, doğru bir statik projesinin çizilmesine sebep olur. Doğru statik projeleri binaların ayakta kalabilmesini sağlar. Şimdi orada da hani bazen diyorlar ya müteahhitler, suçlu biz miyiz? Evet, tek suçlu siz değilsiniz belki ama kapı kolunun en iyisini seçerken, fayansın en güzelini, en şık olanını seçerken jeoloji mühendisinin de en kalitelisini seçmek zorundaydınız. Sana 30 ton daha az demir çıkartanı değil, sana sağlam bina yapanı seçecektiniz” ifadelerini kullandı.

Editör: Çağatay Gedik