‘Selam vermek sünnet, almak ise farzdır.’ Ailelerimiz bizlere her zaman böyle büyütmüştür. Tabi ki selam verirken, selamın sünnet olduğunu düşünmeli ve o kimseye dua etmeye niyet etmelidir de derdi büyüklerimiz. Sünnet olduğu düşünülmeden, alışkanlık halinde, şuursuzca selam verilince, bunun sevabı olur mu olmaz mı bilemeyiz ama güzel bir durum da olmaz. Çünkü dinimizde selamın önemi büyüktür ve bir yere girerken de çıkarken de selam verilmelidir.

Dinimizde de şuan içinde bulunduğumuz Eylül ayı, birçok önemli olaya sahne olduğu için aşure ayı veya aşure gecesi olarak bilindiğinden çok kıymetli bir aydır. Muharrem ayının onuncu gecesi, Aşûre gecesi, onuncu günü de Aşûre günüdür. Muharrem ayı, Kur’ân-ı kerimde kıymet verilen dört aydan biridir. Aşûre, bu ayın en kıymetli gecesi ve günüdür. Allah’ı teâlâ, birçok duaları Aşure günü kabul etmiştir. Bu gün içerisinde, şu önemli olaylar meydana gelmiştir; Hazret-i Âdem'in tövbesinin kabul olması, Hazret-i Nuh'un tufandan kurtulması, Hazret-i Yunus'un balığın karnından çıkması, Hazret-i İbrahim'in ateşte yanmaması, Hazret-i İdris'in canlı olarak göğe çıkarılması, Hazret-i Yakub'un oğlu Hazret-i Yusuf'a kavuşması, Hazret-i Yusuf'un kuyudan çıkması, Hazret-i Eyyüb'ün hastalıktan kurtulması, Hazret-i Musa'nın Kızıldeniz'i geçmesi, Hazret-i İsa'nın doğumu ve ölümden kurtulup, diri olarak göğe çıkarılması.

Bu kadar önemli olay, aşure gününün de hikmetli bir gün olduğunu gösterirken, bu günlerde insani davranışlarımıza da dikkat etmeli, bol bol selam vererek, insanlarla ilgili olumlu düşünmeliyiz. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki, “(Aşure günü Nuh aleyhisselamın gemisi, Cudi dağına indirildi. O gün Nuh ve yanındakiler, Allahü teâlâya şükür için oruçlu idiler. Hayvanlar da hiç bir şey yememişti. Allahü teâlâ denizi, beni İsrail için, aşure günü yardı. Yine Aşure günü Allahü teâlâ Adem aleyhisselamın ve Yunus aleyhisselamın kavminin tövbesini kabul etti. İbrahim aleyhisselam da o gün doğdu.) (Taberani)

Öteden beri Kureyş de, Resulullah da Aşûre günü oruç tutardı. Medine’ye gelince de yine o gün oruç tuttu ve tutulmasını emretti. (Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud)

Medine’de aşûre günü oruç tutan Peygamber efendimiz, Yahudilerin de oruç tuttuklarını gördü. (Niye oruç tutuyorsunuz?) diye sordu. Onlar da, (Allah’ın İsrail oğullarını düşmanından kurtardığı bir gündür, Musa bu günde oruç tuttuğu için) dediler. Resulullah efendimiz de, Müslümanların bugün oruç tutmalarının sebebini anlatmak için, (Ben Musa aleyhisselama sizden daha layıkım) buyurdu. (Buhari, Müslim, Ebu Davud)

Aşûre günü yapacaklarımıza ve davranışlarımıza dikkat etmeliyiz. Bu günlerde telefonlarımıza da sık sık mesajlar geliyor, bu durum önemini de anlatıyor. En önemlisi de hadis-i şerifte buyurulduğu gibi aşure günü oruç tutmak. Oruç, insanın benliğini daha güzel dışa vurur, o yüzden önem vermeliyiz...

Neler yapmalıyız derseniz, bol bol sıla-i rahim yapın. Yani akrabalarınızı ziyaret edin, hediye ile veya çeşitli yardım ile gönüllerini alın. Sadaka vermek sünnettir, ibadettir. Çok çok selam verin. Çoluk çocukları sevindirin. Temiz olun, temiz giyinin ve gününüzü ilim öğrenmekle geçirin..