31 Temmuz'da Gürsu'ya bağlı Kumlukalan Mahallesi'nde meydana gelen olayda, ailesi 9 yaşında Yunus Emre A.'yı bulamayınca jandarma, arama kurtarma ve mahalleliden yardım istedi. Küçük çocuk evinin etrafındaki bahçelerde ve su kanallarında 6 saat boyunca arandı, ancak bir netice elde edilemedi. Olayla ilgili çok yönlü tahkikat başlatan jandarma ekipleri, Yunus Emre'nin ağabeyi 17 yaşındaki Ö.F.A.'nın verdiği çelişkili ifadelerden şüphelendi. Jandarma, ağabeyi gözaltına aldı. Ö.F.A, cumhuriyet savcısı huzurunda alınan ifadesinde, kardeşini öldürerek ilaçlama deposuna attığını itiraf etti. Bunun ardından evin bahçesinde yapılan aramada küçük çocuğun cansız bedeni ilaçlama tankerinde bulundu. Ağabey tutuklanırken, Yunus Emre'nin cesedi Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı. 

"Yunus'u kucaklayarak ilaç tankerinin içerisine çırılçıplak koydum" 
Bursa Cumhuriyet Savcısı, Ö.F.A., hakkındaki iddianameyi tamamladı. Ö.F.A.'nın iddianamede yer alan ifadesinde, "Sabah kahvaltının ardından annem, babam ve kardeşimle birlikte tarlaya gittik. 12.00 gibi kamyonetle evimize geldik. 16.00 saatlerinde, evimin yanında kardeşimi gördüm. Kardeşime, 'tarlaya gidelim, çalışalım' dedim. Bunun üzerine Yunus bana bağırdı, gelmek istemediğini söyledi. Bende sinirlenerek, 2-3 defa sırtına vurarak darp ettim. Yunus bağırarak eve kaçtı. 2-3 dakika sonra gittiğimde Yunus, soyunmuş vaziyette ilaç tankerinin yanında duruyordu. Ben tekrar gidelim dediğimde, yine gelmeyi kabul etmedi. İlaç tankerine girip serinlemek istediğini söyleyince öfkelendim, 3-4 dakika boyunca elimle ve tekmeleyerek darp ettim. Kardeşimin kafası hariç vücudunun diğer tüm bölümlerine vurdum. Yunus biranda baygınlık geçirdi. Bende korktuğumdan dolayı Yunus'u kucaklayarak ilaç tankerinin içerisine çırılçıplak koydum. İlaç tankerinin içerisinde sadece su vardı. Kardeşimin elbiselerini de elimle top edip ilaç tankerine attım. Kardeşimin terliği ilaç tankerinin dış kısmanda kaldı. İlaç tankerinin filtresini koyduktan sonra, kapağını sıkıca kapattım" dedi. 

"Biranlık öfkeyle hareket ettim ve kendimi kaybettim" 
Olayın ardından 16.20-16.30 sıralarında tarlaya giderek çalışmaya devam ettiğini dile getiren Ö.F.A., "Babamla biraz çalıştıktan sonra 18.00 sıralarında ben bisikletimle, babam kamyonetle arkamdan eve geldi. Eve geldikten sonra annem, Yunus'u bana sordu. Bende korktuğumdan dolayı anneme bir şey söyleyemedim. Babam eve gelince, korktuğumdan Yunus'u dışarıda arıyor gibi yaptım. Yunus'u bulamadığımızdan 21.00 saatlerinde jandarmaya haber verdik. İşlemiş olduğum bütün eylemleri bir başkasının yönlendirmesiyle yapmadım. Biranlık öfkeyle hareket ettim ve kendimi kaybettim. Kardeşimle daha önce çok kavgalarımız oldu. Ancak hep kavgayı kardeşim başlatmıştır. Bana çoğu zaman ağabey diye hitap etmiyordu. Bana lakaplar takıyordu. Bu sebeple kendisine çok kızıyordum. Bu nedenle kardeşime zarar verdim. Olaylardan ailemin haberi yoktur, pişmanım" diye konuştu. 

Ağırlaştırılmış müebbet talebi 
Öte yandan baba Hüseyin A. ((41), oğlundan şikayetçi olmadı. Cumhuriyet savcısı, sanık hakkında "kasten öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet talep etti. Ö.F.A., önümüzdeki günlerde Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak. 

Editör: Mahmut Beyaz