Millet olarak bize özgü öylesine yerli yerinde ve de ayrıcalıklı geleneklerimiz var ki!

Halkımızın samimi yaklaşımıyla “değme gitsin” dense yeri..

Üstelik her biri diğerinin fevkinde…

Hal böyle iken aksi söylenemez.

Değilse, asırlardır süregelen görenek ve geleneğimiz olmazdı.

Aradan geçen bunca sürede bir şekilde yaşatılmaya çalışıldığına göre, ilelebet devam edip gidecek demektir.

Kaldı ki etmeli de.

Değil mi ki bunca zorluklar ve badirelere karşın bugünlere kadar geldiler.

Yaşatarak, gelecek nesillere aktarmak, her birimizin görevi olmalı.

***

Peki, aynı gelenekler arasında yer alan “Ahilik” neydi?

İçerdiği anlam ve de halkımızın geçen sürede yaklaşımları nasıldı?

Anadolu’nun Türkleşmesi ve Müslümanlaşmasına manevi mimar olarak katkı sağlayan Ahilik, günümüzde de ilham kaynağı oluyor.

Buna yönelik kaynaklar Ahi kelimesinin Arapçadan türediğini gösteriyor.

Kardeş/kardeşim anlamına geliyor.

Türkçede karşılığı da cömert, eli açık..

Aslında Ahilik, temeli çok eskilere dayanan gelenek ve görenek.

Buna yönelik kaynaklar Ahiliğin temelinin 12.yüzyılda Orta Anadolu kentlerinden Kırşehir’de atıldığını işaret ediyor.