Seçimlerdi sınavlardı derken bir futbol şölenini unuttuk.

Kendi derdimize düşmüşken, 14 Haziran’da Rusya’da başlayan Dünya Kupası’na yabancı kaldık.

Ülkemizde genel olarak tansiyon düştükten sonra dünyada heyecan fırtınası estiren 2018 Dünya Kupası’na gözler çevrildi. 15 Temmuz’da yapılacak final maçıyla noktalanacak, uluslararası en prestijli turnuva olan bu organizasyona da yeni yeni ısınmaya başladık.

21. Dünya Kupası'nda biz yine yokuz...

Ama futbol tutkusu bizi ekranlara bağladı. Rusya’da A Milli Takımımızın yokluğunu da derinden hissediyoruz. Dünya Kupası'na en son 2002'de katılmıştık.

Şimdi milletçe ekranlara kilitlendiğimiz bugünlerde gözlerimiz hasretle ay –yıldızlı oyuncularımızı arıyor.

Umudumuz bir sonraki turnuva...

Dünya Kupası sürprizlerle geçiyor. Almanya, Fransa, Arjantin, Portekiz gibi futbulun devleri Rusya’ya erken veda ettiler.

Dikkat çeken takımlar; Belçika,Uruguay,Hırvatistan ve Brezilya... Benim favorim Brezilya... Efsane geri döndü... Güçlü savunması ve Coutinho ve Neymar gibi yıldızlarıyla, futbol yorumcularının da gözünde de kupanın en büyük favorisi olarak sambacılar görülüyor...

Özellikle Meksika maçında Brezilya özlenen futbolunu sergilemeye başladı. Sahada koşan,pres yapan,savunmaya önem veren bir Brezilya vardı.

Ve haklı olarak kazandı.

Kupanın diğer favorilerinden Belçika da, Japonya engelini zor da olsa geçti. Çeyrek finalin diğer adı; Brezilya-Belçika...

Oldukça çekişmeli bir maç bekliyorum. Ama gönlüm Brezilya’dan yana...

Galiba Türk insanının sambacılara özel bir duygu bağı var. Çevremdeki insanlara sorduğumda da gönüllerin şampiyonu Brezilya...