208 demokrasi şehidi… Pazartesi saat 13.30 itibariyle; bilgisayarımın başında bu satırları yazarken verilen acı rakam… Türkiye sevdasıyla kurşunlara karşı kendilerini siper ettiler..Hakka doğru yürüdüler…Hepsini rahmet ve minnetle anıyorum.
208 yiğit …Hepsinin ayrı ayrı hikayesi var…Bunlardan ikisi baba- oğul.. Erol Olçak ve Abdullah Tayyip …Abdullah Tayyip daha 16 yaşında… Hayatının baharında taze bir fidan..
Ellerinde ay-yıldızlı bayraklarla; Boğaziçi Köprüsünde darbeye karşı vatandaşlık görevlerini yerine getiriyorlardı. Baba Erol Olçak, askerlere 'yaptıklarının doğru olmadığını ve Türk askerinin vatandaşı ile karşı karşıya gelmemesi gerektiğini' söyleyerek yanındaki grupla vatandaşlık görevini yerine getirmek istemişti. Ancak zırhlı araçların üzerine monte edilen silahlar bir anda hedef gözetmeksizin halkın üzerine ateş etmeye başladı. Bu ilk ateş sırasında Erol Olçak ve 16 yaşındaki oğlu Abdullah Tayyip kurşunların hedefi oldu.
Vücuduna üç mermi isabet eden baba Erol Olçak ağır yaralı olarak hastaneye yetiştirilmeye çalışırken oğlu ise kolundan girip kalbine saplanan mermi ile şehit oldu. Abdullah Tayyip en genç demokrasi şehidimiz oldu
Cenaze törenlerinde duygu seli yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abdullah ‘ın isim babası idi. Kendisine Tayyip ismini vermişti. Adaşının ismini andığında sözler boğazında düğümlendi. Devletin başı kendini tutamayıp hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Bu sahne bütün Türkiye’nin gözlerini yaşarttı. Tabutta 16 yaşında bir fidan, karşısında ise devlet erkanı;16 yaşındaki demokrasi şehidine göz yaşı döküyordu.
Bir tek söz var... Allah milletimize böyle günleri bir daha göstermesin...