15 Temmuz gecesi bir darbe girişimi, bir isyan ve aslında sivilleri yönelik terör saldırılarından birine tanıklık ettik. Kulakları sağır eden patlama ve bombalama sesleri, makinalı takırtıları, feryatlar, haykırışlar, salalar hâlâ kulağımızdan, vurulan insan görüntüleri hafızamızdan çıkmadı halen..

15 Temmuz gecesi sokağa çıkma yasağına rağmen sokaklara dökülen binlerce vatandaş da bu gerçeğin bilincinde olduğunu gösterdi ve buna hep birlikte şahit olduk.

Gençler,vatan sevgisi ne demek, bayrak sevgisi ne demektir, al bayrağın gölgesi altında özgür bir şekilde yaşamak ne demek bir gecede öğrendiler toprağı vatan yapan şeyin ne olduğunu gördüler ve ülke için, vatan için can vermenin, kan dökmenin gözünü kırpmadan çıplak elleriyle tankların üstüne yürümenin ne demek olduğunu 15 Temmuz gecesi bütün dünya ile gençlerimiz öğrendi ve o gece hiç bir yer yağmalanmadı.

Bizim insanımıza helikopterler, uçaklar, tanklar bizim vergilerimizle alınmış bütün o mühimmat asker kıyafeti giymiş o teröristler tarafından adeta üzerimizde denendi.

15 Temmuz gecesinde öyle gençler gördük gözünü kırpmadan tankın altına yatan.

Genç olmanın, kadın olmanın, ülkeyi savunmanın, sorumluluk almanın, koca bir ülkeyi çıplak elleriyle kucaklamanın ve sahip çıkmanın ne demek olduğunu o gün bir kez daha hatırladı.

Eğer 15 Temmuz ruhu olmasaydı her şeyimizi kaybetmiş olacaktık. O halde bizlerin unutmaması gereken temel şey 15 Temmuz ruhudur.